24 Eylül 9707 Cumartesi

Uzayland



Bu Blogda gezegnlerin hakkında bilgiler edineceğiz.

Hepinize iyi okumalar

30 Ocak 2010 Cumartesi

Sedna


Sedna, Neptün ötesi cisimler'den biri. Michael E. Brown (Caltech), Chad Trujillo (Gemini Observatory) ve David Rabinowitz (Yale Üniversitesi) tarafından 14 Kasım 2003'te bulunmuştur.
Sedna Uluslararası Gökbilim Birliği tarafından cüce gezegen olarak sınıflandırılması önerilmiş, ancak detaylı incelemesi tamamlanmadığı için henüz bu sınıfa dahil edilmemiştir. Ayrıca Sedna 2005 yılında 10. gezegen olması için aday gösterilmiş fakat hakkında yeterli bilgi olmadığı ve yörüngesinin dışmerkezliğinin çok fazla olması nedenleri ile geri çevrilmiştir. Sedna'nın dış yüzeyi karbon ve buzdan oluştuğu, ayrıca yüzey sıcaklığının -240 °C derece[1] olduğu varsayılmaktadır. Güneşe en uzak olduğu noktada Güneşten uzaklığı Dünya'nın 990 katıdır.

Plüton (cüce gezegen)


24 Ağustos 2006 tarihine dek Güneş Sistemi'ndeki en küçük gezegen (2390 km çaplı) olarak kabul edilmiştir. Plüton'un dışmerkezli bir yörüngeye sahip olması onun bir gezegen olup olmadığı konusunda yıllar süren tartışmalar yaratmıştır. 24 Ağustos 2006'ya kadar Uluslararası Gökbilim Birliği (International Astronomical Union; IAU), Plüton'u bir gezegen olarak sınıflandırmıştır. Ancak, aynı dernek 24 Ağustos 2006 tarihinde Prag'da yaptığı toplantıda Plüton'u gezegen sınıfından çıkarak "Cüce Gezegen" sınıfına koymuştur. Plüton, yeni kabul edilen "Güneş’in etrafında dönen, yuvarlak şekil alacak kadar kütleçekime sahip, yörüngesinde kendi bağımsız ekosistemini sürdürebilen göktaşları gezegendir." şeklindeki gezegen tanımına uymadığı için ve Plüton'un yörüngesinin Neptün’le kesişmesi nedeniyle gezegen sınıfından çıkartılmıştır. Birliğin diğer bir kararına göre Neptün ötesi cisimlere genel olarak Plütoid adı verilmiş ve Plüton'da bu sınıflamaya dahil edilmiştir.
Güneş sisteminin dokuzuncu gezegenliğinden, gezegensi gök taşları sınıfına düşürülen Plüton’un adı da değiştirilmiştir. Plüton, bundan sonra diğer göktaşları gibi bir numaraya sahip olacaktır. Asteroid denilen gezegensi göktaşlarından sorumlu olan Küçük Gezegen Merkezi (Minor Planet Center) tarafından, Plüton'a 134340 rakamının uygun gördüğünü bildirmiştir.
24 Ağustos 2006'da Uluslararası Astronomi Birliği'nde yapılan oylamada bilim insanlarının çoğu Plüton’un gezegenliğinin düşürülmesinden yana oy kullanırken sadece (Plüton’un keşfini yapan Clyde Tombaugh) ile yakın dostluğu olan Cambridge Üniversitesi astronomu Robin Catchpole Plüton’un gezegen olmasından yana görüş bildirmiştir.

Neptün


Neptün, Güneş Sisteminin Güneş'ten uzaklık sırasına göre 8. gezegenidir. Kütle açısından Jüpiter ve Satürn'den sonra üçüncü, çap açısından bu iki gezegen ve Uranüs'ün ardından dördüncü sırada gelir. Adını Roma deniz tanrısı Neptunus'tan alır. 1846 yılında Urbain Le Verrier ve Johann Gottfried Galle tarafından bulunmuştur. Gaz devleri sınıfına girmektedir.

Uranüs


Uranüs Güneş Sisteminin Güneş'ten yakınlık sırasına göre 7. gezegenidir. Çap açısından Jüpiter ve Satürn'den sonra üçüncü, kütle açısından bu iki gezegen ve Neptün'ün ardından dördüncü sırada gelir. Adını Yunan mitolojisi'ndeki gökyüzü tanrısı Uranos'tan (Yunanca'da Οὐρανός, Latinceleştirilmiş şekli ile Uranus) alır. 1781 yılında William Herschel tarafından bulunmuştur. Buz devleri sınıfına girmektedir.Uranüs gezegeni diğer gaz devleri nin tam tersine halkaları yatay değil dikey dir.

Satürn


Satürn Güneş Sisteminin güneşten yakınlık sırasına göre 6. gezegenidir. Türkçesi Sekendizdir. Büyüklük açısından Jüpiter'den sonra ikinci sırada gelir. Adını Roma'nın tarım tanrısı Saturnus'tan alır. Arapça kökenli Zühal adı Türkçe'de giderek daha az kullanılmaktadır. Sekendiz olarak da bilinir. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri, Merkür, Venüs, Mars, ve Jüpiter) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir.
--dış özellikler ==
Satürn, tüm gezegenler arasında yoğunluğu en düşük olanıdır. Su yoğunluğu ile karşılaştırıldığında 0.69 olan bu değer, Yerküre'nin yoğunluğunun % 12'si kadardır. Düşük yoğunluk, gezegenin akışkan yapısı ve kendi çevresindeki dönüş hızının yüksekliği ile birleşerek, Satürn'e ekvatorda geniş, kutuplarda basık elipsoid görüntüsünü vermektedir. Beyazlık derecesi (albedo) 0.47 olan gezegen, böylece yüzeyine düşen güneş ışığının yarıya yakınını görünür tayfta yansıtmaktadır. Ancak kızılötesi alandaki ışınım ölçüldüğünde, Satürn'ün Güneş'ten aldığı enerjinin 3 kat fazlasını dışarı yaydığı görülür. Bu nedenle gezegen, Güneş'e olan uzaklığına göre hesaplanan 71K' den (-202 °C) çok daha yüksek bir etkin sıcaklığa sahiptir ve 95K (-178 °C) sıcaklığında bir kara cisim gibi ışır. Satürn'ün kendi içinde yarattığı bu enerji fazlası, gezegenin yerçekiminin etkisi ile yavaşca kendisi üzerine çökerek küçülmesi sırasında dönüştürülen potansiyel enerji ile açıklanmaktadır. Kelvin-Helmholtz mekanizması olarak adlandırılan ve daha sınırlı ölçüde Jüpiter'de de gözlenen bu olgu Satürn'ün yarattığı ısıl enerji fazlasını tek başına açıklamaya yeterli değildir. Ek bir mekanizma olarak, gezegenin yüzeye yakın katmanlarında hidrojen ile karışım halinde bulunan helyumun ağırlığı nedeniyle merkeze doğru süzülerek göç etmesi sırasında potansiyel enerjisinin bir kısmını açığa çıkarması önerilmektedir.

Jüpiter


Jüpiter (Müşteri, Erendiz) Güneş Sisteminin en büyük gezegeni. Güneşten uzaklığa göre beşinci sırada. Adını Roma tanrılarının en büyüğü Jüpiter'den alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir.

Mars


Mars ya da Merih, Güneş Sistemi'ndeki, Güneş'ten itibaren dördüncü gezegendir. Bu gezegen Roma mitolojisindeki savaş ilahı Mars'a ithafen bu adla adlandırılmıştır. Literatürde kullanılan diğer adlarından biri, yüzeyinde yaygın demiroksitten dolayı kızılımsı bir görünüme sahip olduğu için Kızıl Gezegen'dir.
İnce bir atmosferi olan Mars gerek Ay’daki gibi meteor kraterlerini, gerekse Dünya’daki gibi volkan, vadi, çöl ve kutup bölgelerini içeren çehresiyle bir yerbenzeri gezegendir. Ayrıca rotasyon periyodu ve mevsim dönemleri Dünya’nınkine çok benzer.
Mars’taki Olimpos Dağı (Olympus Mons) adı verilen dağ Güneş Sistemi’nde bilinen en yüksek dağ ve Marineris Vadisi (Valles Marineris) adı verilen kanyon en büyük kanyondur. Ayrıca Haziran 2008’de Nature dergisinde yayımlanan üç makalede açıklandığı gibi, Mars’ın kuzey yarımküresinde 10.600 km. uzunluğunda ve 8.500 km. genişliğindeki dev bir meteor kraterinin varlığı saptanmıştır. Bu krater, bugüne kadar keşfedilmiş en büyük meteor kraterinin (Ay'ın güney kutbu kısmındaki Atkien Havzası) dört misli büyüklüğündedir.[1] [2]
Mars, Dünya hariç tutulursa, halen Güneş Sistemi’ndeki gezegenler içinde sıvı su ve yaşam içermesi en muhtemel gezegen olarak görülmektedir. [3] Mars Express ve Mars Reconnaissance Orbiter keşif projelerinin radar verileri gerek kutuplarda (Temmuz 2005) [4] gerekse orta bölgelerde (Kasım 2008) [5] geniş miktarlarda su buzlarının var olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. 31 Temmuz 2008’de Phoenix Mars Lander adlı robotik uzay gemisi Mars toprağının sığ bölgelerindeki su buzlarından örnekler almayı başarmıştır. [6]
Günümüzde, Mars, yörüngelerine oturmuş üç uzay gemisine evsahipliği yapmaktadır: Mars Odyssey, Mars Express ve Mars Reconnaissance Orbiter. Mars, Dünya hariç tutulursa, Güneş Sistemi’ndeki herhangi bir sıradan gezegenden ibaret değildir. Yüzeyi pek çok uzay aracına evsahipliği yapmıştır. Bu uzay araçlarıyla elde edilen jeolojik veriler şunu ortaya koymuştur ki, Mars önceden su konusunda geniş bir çeşitliliğe sahipti; hatta geçen on yıllık süre sırasında gayzer (kaynaç) türü su fışkırma veya akıntıları meydana gelmişti.[7] NASA’nın Mars Global Surveyor projesi kapsamında sürdürülen incelemeler Mars’ın güney kutbu buz bölgesinin geri çekilmiş olduğunu ortaya koymuştur.[8]
Mars’ın 1877 yılında astronom Asaph Hall tarafından keşfedilen Phobos ve Deimos adları verilmiş, düzensiz biçimli iki küçük uydusu vardır. Mars Dünya’dan çıplak gözle görülebilmektedir. "Görünür kadir"i −2.9’a [9] ulaşır ki bu, çıplak gözle çoğu zaman Jüpiter Mars’tan daha parlak görünmesine karşın, ancak Venüs, Ay ve Güneş’çe aşılabilen bir parlaklıktır.

Dünya


Dünya (Yer, Yeryüzü, Acun, eski dilde Arz), Güneş Sistemi'nin Güneş'e uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegeni. Üzerinde yaşam barındırdığı bilinen tek doğal gök cismidir. Katı ya da 'kaya' ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. Bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. Büyüklükte, Güneş Sistemi'nin 8 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek beşinci sıraya yerleşir. Tek doğal uydusu Ay' dır.

Venüs


Güneş Sisteminde, Güneşe uzaklık bakımından ikinci sıradaki gezegen. Ayrıca Zühre, Roma Astrolojisi'nde Lucifer isimleriyle bilinir. Eski Roma tanrıçası Venüs (Eski Yunan Mitolojisi'nde Afrodit) adını bu gezegenden almıştır. Halk arasında Çolpan veya Çoban Yıldızı olarak da bilinir. Kendi ekseni etrafında, Güneş Sistemindeki diğer tüm gezegenlerin aksi istikamette döner.
Büyüklüğü açısından Dünya ile benzerlik gösterdiğinden Dünya ile kardeş gezegen olarak da bilinmektedir. Gökyüzünde Güneş'e yakın konumda bulunduğundan ve yörüngesi Dünya'nınkine göre Güneş'e daha yakın olduğundan yeryüzünden sadece Güneş doğmadan önce veya battıktan sonra görülebilir. Bu yüzden Venüs Akşam Yıldızı, Sabah Yıldızı veya Tan Yıldızı olarak da isimlendirilir. Bir diğer adı da 'Çoban yıldızı'dır. Görülebildiği zamanlar, gökyüzündeki en parlak cisim olarak dikkat çeker.

Merkür


Merkür (Utarit), Güneş Sistemi'nin Güneş'e en yakın gezegenidir. Büyüklük açısından 8 gezegen arasında sekizinci sırayı alır. Adını Roma mitolojisinde ticaret ve yolculuk tanrısı ve tanrıların habercisi olarak bilinen Merkür'den alır. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri) Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Yer benzeri ya da 'kaya' yapılı gezegenler sınıfına girmektedir. Güneş'e yakınlığı nedeniyle yeryüzünden izlenmesi güçtür ve hakkında bilinenler sınırlıdır. Uydusu bulunmamaktadır.
Merkür, Güneş'e uzaklığı yaklaşık 46 milyon ile 70 milyon kilometre arasında değişen oldukça elipseliptik bir yörünge izler. Plüton'dan sonra Güneş Sistemi'nin gezegenleri arasında gözlenen en yüksek dışmerkezlik değerine sahip bu yörüngenin milyonlarca yıllık bir çevrim içinde zaman zaman daha da basıklaşarak dışmerkezlik derecesinin günümüzdeki 0,21'den 0,5 düzeyine dek yükselebildiği sanılmaktadır.

24 Ocak 2010 Pazar

Meteorlar


Bunlar genellikle kuyrukluyıldızların ardında kalan çok büyük taşlardır ve bunlar Dünyanın atmosferine girdiklerinda tamamen yanıp kül olurlar. Bunların takma adı ''Akanyıldız''dır, ağustos ayının ilk iki haftasında gökyüz açıkken gözlem yaptığınızda eğer sabırlı olursanız bir iki tanesine rastlayabilirsiniz. Bunlar oldukça küçük sayılsada, bir tanesi uzay aracına çarparsa çok fazla hasar verebilir çünkü uzayda herşey inanılmaz bir hızda yol almaktadır. (Hatta siz bu yazıyı okurken Güneşin etrafında saatte 100.000 kilometreden daha fazla hızla dönmektesiniz. Sıkıca tutunun!)

Göktaşları


Çok kötü! bunlar genellikle kontrolden çıkmış asteroid veya kuyruklu yıldızlardır ve Dünyaya düşüp çarparlar. sıcaklıkları o kadar artarki, atmosferi yarıp aşağa düşerek yanarlar ve sonuç olarak yere çarptıklarında küçülmüşlerdir. Bu rahatlatıcı bir haber, çünkü ne kadar güçlü olduklarını anlamak için milyonlarca yıl önce Kanada'ya bir göktaşı çarptığı ve 4 km uzunluğunda bir krater oluşturduğunu düşünebiliriz! Dünya üzerinde bulunan en büyük göktaşı 55 ton ağırkığındadır ve Afrika'da Namibya adlı ülkeye isabet etmiştir, hatta hala Namibya'da bulunması şaşırtıcıdır. Bazı insanlar bundan 65 milyon yıl önce Dünyaya çok büyük bir göktaşı çarptığını ve oluşan genel kargaşa, gürültü ve kaos nedeniyle tüm dinozorların yok olduğunu iddia eder. Tüm dinazorlar büyük bir yığın oluşturup bir araya geldiler ve onların TAMAMINI ortadan kaldırdı

23 Ocak 2010 Cumartesi

Kuyrukluyıldızlar


Kuyrukluyıldızlar muhteşemdir. Güneş sistemindeki diğer herşey geneliklekendi kendine dönüp durur diğerlerinin yoluna çıkmaz, fakat gök taşları güneş sisteminin bir taraftan diğerine ileri geri gidip durur. Ortalama bir kuyrukluyıldızın beş-mil genişliğinde bir buz kütlesi olduğu düşünüldüğünde bu daha inanılmazdır.

Asteroidler


Bunlar uzayda uçan kaya veya metal kitlelerdir. Bu küçük gezegenlerin çoğunluğu, Güneş sisteminde Mars ve Jüpiter arasında bulunan ''Asteroid Kuşağı'' nda yer alır. Bu kuşaktaki en büyük asteroid 1.000 kilometre uzunluğundadır ve hiç kimse en küçüğünü ne kadar küçük olduğunu bilemez, çünkü Uzay hakkındaki en mühtiş bilgi, hiç kimsenin ne olduğunu bilmediği bir çok şeyin bulunmasıdır; böylece istediğiniz şeyi uydurabilirsiniz fakat kimse sizin hatalı olduğunu söyleyemez. Hatta en küçük asteroidin reçelden yapıldığını, Fransızca konuştuğunu bile söyleyebilirsini ve hiç kimse yalan söylediğini ispatlayamaz.

Uydular (ya da aylar)


''Uydu'' farklı anlamlara gelebilir fakat en basit anlamı, daha büyük şeye bağlı olan daha küçük birşeydir, yoksa uydu nereye gideceğini bilmez. (Eğer bir gün ünlü bir pop yıldızı olursan, oldukça fazlasayıda uydun olacağını göreceksin, ama bunlar yine de kendilerini halkla ilişkiler yöneticisi, ajans veya imaj danışmanı olarak adlandırırlar.) Dünyanın tek bir doğal uydusu vardır. oda Ay olarak bilinen bu uydu Dünyanın etrafında döner ve Dünya nereye giderse Ayda onunla birlikte gider. Dünya'nın aynı zamanda binlerce doğal olmayan uydusu da bulunmaktadır; bunlar insan yapımı uzay istasyonlarına benzer ve uydu parçaları ile uzay araçlarınıda kapsar. Bazı gezegenlerin kendine ayit ayları bulunmaz ve bazıları ise kendi paylarından çok daha fazla uydusu bulunmaktadır.

Yıldızlar


Galaksimizde milyonlaraca ve milyonlarca kere yıldız vardır ve bunların uzayda bulunana en büyük parçalardan biridir. Bunların büyüklüğü, içerdiği sıcaklık derecesi ve yaşı değişkendir fakat hepsi inanılmaz bir şiddetle yanarak ısı ve sıcaklık üğretirler ve biz onları böyelikle görebiliriz

Gezegenler



Bizim Güneşimiz, etrafında bir dizi gezegen, belirli bir yörüngede dönmektedir (Başka yıldızların etrafında dönüp dolaşan başka gezegenlerin olduğu da bilinmektedir.) Güneş etrafındaki gezegenlerin toplamından çok daha büyüktür ve gezegenler kendileri ışık üretmezler; onlar ancak Güneş aydınlattığı için görebiliyoruz.

Güneş sistemi


Bizim güneş sistemimizde, Güneş diye adlandırdığımız kendi özel yıldızımız ve diğer gezegenler ile onun etrafında dönüp duran uydular ve parçacıklar bulunmaktadır (Güneş sistemi güneşe ait olan nesneler içermektedir). Güneş, sadece küçük sayılabilecek bir yıldızdır fakat hemen hayalkırıklığına uğramayın. Eğer daha büyük olsaydı, yıllar önce çoktan yok olup gittmiş olurduk.